Kalite Ve Maliyet İlişkisi
Maliyet boyutunu incelemeden Kalite kavramını tam olarak anlamak ve değerlendirmek mümkün değildir. Çünkü piyasada ürünler hem kaliteleriyle, hem de maliyete bağlı olarak oluşan fiyatlarıyla rekabet etmektedirler. Başka bir deyişle ürünlerin tercih edilmesinde Fiyat ve Kalite birbirini tamamlayan iki faktördür. Müşteri herhangi bir ürünü satın almaya karar verirken, Kalitesi ile Fiyatını karşılaştırarak bir değerlendirme yapmak durumundadır. Bu kararın verilmesinde (Kalite/Fiyat) şeklinde tanımlayabileceğimiz izafi bir değer ölçüsü önemli rol oynar. Müşteri için aynı kalitede iki üründen, fiyatı düşük olan daha yüksek değere sahiptir. Buna karşılık Kalite/Fiyat olarak aynı değere sahip olan farklı iki üründen birinin seçilmesi gerektiğinde, fiyatı az olanın tercih edilmesi olasılığı fazladır. Yani müşterinin maliyete (fiyata) olan duyarlılığı, kaliteye olan duyarlılığından daha fazla olabilmektedir. Dolayısıyla, kalitede üstünlük sağlayarak rekabet gücü kazanma amacı, maliyetlerde gerçekleştirilebilecek bir azaltma ile daha da güçlenebilir.
TKY’nin çalışma ilkeleri, bu amacın yerine getirilmesini, yani daha iyi kalitenin daha düşük maliyetle elde edilmesini sağlayan mekanizmalara sahiptir.
Örneğin Deming’in “İşi İlk Anda ve Doğru Yap” ilkesi ışığında, “Bu İş Daha İyi Nasıl Yapılabilir” yaklaşımının Firma Çapında uygulanmasıyla, sistemin tüm işlevlerinde iyileşen iş performansı ve artan verimlilik nedeniyle malzeme, iş gücü, ekipman masrafları azalır. Öte yandan doğrudan ürün kalitesine ilişkin maliyetlerin toplamında da önemli tasarruflar elde edilir.
Önleme Maliyeti: Hataların, uygunsuzlukların ortaya çıkmaması için yapılan eylemlerin maliyetidir. Örneğin Kalite Planlama, Kalite Eğitimi, danışmanlık hizmetlerinin getirdiği masraflar bu kapsamda ele alınabilir.
Değerleme Maliyeti: Kalite düzeyinin korunması için yapılan muayeneler, testler, tetkikler vb. değerlendirmelerin maliyetidir.
Hata Maliyeti: Hatalı üretim ve hizmet sonucu ortaya çıkan; hurdaya atma, onarım, yeniden işleme; müşteri şikayetlerinin karşılanması, garanti dönemindeki onarım veya değiştirmeleri kapsamak üzere üç ana grupta toplanabilir.
TKY’yi uygulayan firmalarda, önleyici faaliyetlere ağırlık verilmesi nedeniyle, bu maliyet elemanı artabilir. Fakat değerleme ve hata maliyetlerinde gerçekleşen azalma, Toplam Kalite Maliyetini % 50’lere varan bir oranda azaltabilmektedir. Crosby bu gerçeği “Kalite Bedavadır, Kötü Kalite İse Ek Maliyettir” özdeyişi ile vurgulamaya çalışmıştır.
Kalite maliyetinin toplam imalat maliyetinin bir parçası olarak değerlendirilmesi durumunda, bu oranın ortalama olarak imalat sektöründe % 30, hizmet sektöründe % 40, enformasyon hizmetlerinde ise % 50 dolayında olduğu söylenebilir. Kalite geliştirme programları veya TKY uygulayan firmalarda, iyileşen kalite düzeyinin imalat maliyetlerini yarıya indirebildiği görülmüştür. Bu gerçek, hataların ortadan kaldırılması yoluyla elde edilen, verimlilik artışının, başka bir deyişle kaynakların etkin bir biçimde kullanılmasının getirdiği doğal bir sonuç olarak yaşanan örneklerle önümüzdedir. Ancak bu durumun belirli bir tasarım kalitesi düzeyi aralığı için geçerli olduğunu unutmamak gerekir. Tasarım düzeyi kavramı, ürün tasarımına ilişkin spesifikasyonların değişebileceğini ifade etmektedir. Örneğin Skoda marka bir binek otomobili ile Mercedes arasındaki fiyat farkı, bu ürünlerin imalat maliyetlerinin değişik olmasından ileri gelmektedir. Başka bir deyişle tasarım kalitesinin iyileştirilmesi, ürünün hitabettiği müşteri kesimini değiştirecek düzeyde olursa, imalat maliyetlerinin de artması doğal bir sonuçtur. Bu durumu, TKY’nin “Kalitesizlik gereksiz maliyet demektir.”, “Kalitenin iyileşmesi, maliyetleri düşürür.” vb. prensiplerinin anlatmak istediği ile karıştırmamak gerekir. Tasarım kalitesinin iyileştirilmesini, ürün spesifikasyonlarında yapılan önemli değişiklikler olarak ele alacak olursak, buna bağlı olarak imalat maliyetinin ve müşterinin ödemeye istekli olduğu fiyatın değişimi, hipotetik olarak aşağıdaki gibi olmaktadır. (Şekil 3)
Görüldüğü gibi, tasarım kalitesinde yapılan her birim iyileşme, müşterinin ödemeye istekli olduğu fiyatı da arttırmakta, fakat artış hızı giderek azalmaktadır. Öte yandan, tasarım kalitesindeki her birim artış, imalat maliyetini de arttırmakta, ancak artış hızı giderek artmaktadır.
Bu nedenle, fiyat değişimi dış bükey, maliyet değişimi ise iç bükey bir yapıdadır. Yine bu nedenle, iki eğrinin farkı olan potansiyel kar miktarı da, giderek artmakta, bir maksimumdan geçtikten sonra azalmaya başlamaktadır. Bu noktaya karşılık gelen tasarım kalitesi “Optimum Kalite Düzeyi” olarak tanımlanabilir.
Şekil 3’ten ayrıca, kalitenin her birim iyileşmesi başına, müşterinin ödemeye istekli olduğu fiyatın artma hızının azalması dolayısıyla, müşterinin fiyata olan duyarlılığının, kaliteye nazaran daha yüksek olduğu sonucuna da varılmaktadır. Bu sonucu, Şekil 3’teki Fiyat Eğrisini apsis ve ordinatının yerlerini değiştirerek çizdiğimiz zaman elde edilen Şekil 4’den, daha iyi görmek mümkündür. Bu şekildeki OH eğrisinin teğetlerinin eğimi görüldüğü gibi giderek artmaktadır. Bu gelişmeye göre, müşterinin ödemeye istekli olduğu fiyatın her birim artışı için, giderek daha fazla kalite beklediği yorumu yapılabilir. Oysa Şekil 3, kalitenin her birim artışı için, giderek daha az para ödemeye istekli olduğunu göstermekteydi. Dolayısıyla müşterinin fiyata olan duyarlılığı, kaliteye baskın olmaktadır.